Ülkücülük|Ülkü|Turan|Ülküm|Turancılık|Türkiye|Ülkücü|Ülkü|Turan|Milliyetçi
  Turk tarihinde Cinicilik
 
 
 
 
 

 

Pişmiş topraktan, duvar süslemesi, yer kaplaması, kap-kacak v.b. sanat değeri olan eşya yapma.

Çinicilik tarihinde ilk aşama, topraktan yapılan eşyanın pişirilmesiydi. Bugüne kadar elde edilebilen bilgilere göre, bu tür çalışmalar önce M.Ö. 6500 yılında Anadolu ve Mezopotamya'da başlamıştır. Mezopotamya uygarlığında yapıların dış yüzleri tuğlalarla kaplanıyordu. Konya yakınındaki Çatalhöyük kazılarında da pişmiş topraktan yapılmış çok eski süs ve kullanma eşyası bulundu. Çin'de, bu ülkenin batıya açılan giriş kapısı sayılabilecek Kansu'da yapılan kazılarda yaklaşık olarak M.Ö. 2400-2500 yıllarına ait pişmiş topraktan eşya ortaya çıkarılmıştır.

Bugünkü anlamıyla çinicilik, yani özel çamurlardan (kaolin [bir tür kil], kuvars ve kireçtaşı) yapılmış eşyanın yüksek derecelerde (1300 derece) pişirilmesi, sırlanması ve süslenmesi göz önüne alındığında, çinicilik tarihi ancak XII. yüzyıla kadar götürülebilmektedir. Ancak pişmiş toprak eşyanın sırlanması ve süslenmesi bakımından Cilâlıtaş Devri (Neolitik Çağ) başlangıç sayılabilir.

Araştırmacıların bulgularına göre çinicilik Anadolu ve Mezopotamya'dan İran'a geçmiş, oradan da doğuya yayılmış, Türkistan'da yaygın bir sanat halini almıştır. Çiniciliği Avrupa'da yayanlarsa Araplardır. Arapların İspanya'daki egemenliği sırasında Granada, Valencia, Paterno gibi şehirler bu işin merkezi haline gelmiş, aynı dönemde, yani XIV. yüzyılda, çinicilik buradan Avrupa'ya doğru yayılmağa başlamış, XV. yüzyılda Sicilya'dan Floransa'ya geçmiştir. XVIII. yüzyılda Fransa'da, Almanya'da, Macaristan'da çinicilik yüksek düzeyde bir sanat kolu olarak gelişmiştir.

TÜRKLERDE ÇİNİCİLİK

Türklerde çinicilik çok eski sanatlar arasında yer alır. Selçukluların yapı süslemelerinde kullandıkları, yeni renk ve motifler katarak geliştirdikleri bu sanat dalının en güzel örnekleri Konya'da Alâettin Camii avlusundaki kümbetlerde, Sırçalımedrese, Karatay Medresesi gibi tarihi anıtlarda görülür. Bursa'nın başkent olduğu yıllarda Osmanlılar çiniciliğe büyük önem verdiler ve Selçuklulardan aldıkları sanatı onların motiflerinden yararlanarak geliştirdiler. XIII. yüzyılda Türk çiniciliği şekil, renk, süs yönünden parlak bir düzeye ulaştı.

O tarihlerde özellikle İznik'te kurulan atölyelerde çok güzel çiniler yapılıyordu. Daha sonraları bu atölyeler Bursa, Kütahya, Çanakkale gibi yerlerde de yaygınlaşmıştı. XIV. ve XV. yüzyıllarda özellikle Bursa'da yapılan camilerde (Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Muradiye ve Orhan camileri), İstanbul'da Fatih'in yaptırdığı Çinili Köşk'te kullanılan çiniler, bu sanatın en güzel örnekleri arasındadır. Türklerde XVI. yüzyılın başlarında duvar çiniciliğinin önem kazandığı görülür. Aynı zamanda çinicilikte başarıyla kullanılması zor sayılan bazı renklerden çok iyi sonuçlar alınması da dikkati çeker.

XVII. yüzyılda Türk çiniciliği gerilemeğe başladı, daha sonraki dönemlerde Türkiye'de çinicilik bir sanat kolu olarak önemini sürdürdü, ama XVI. yüzyıl, çinicilikte en parlak devir olarak kalmağa devam etti.

Çiniciliğe, Cumhuriyet döneminde de önem verildi. Sümerbank'ın işlettiği Yıldız Porselen Fabrikası eski çini örneklerinin tekrarında ve yeni modellerin geliştirilmesinde büyük başarı gösterdi. Kütahya'daki çinicilik çalışmaları da gelişerek varlığını korudu. Özel atölyeler çağdaş sanat anlayışına uygun çinilerle bugünün mimarlığına büyük katkıda bulundu.



Selçuklu çinisi. 1242'de Emir Bedrettin Muhlis'in yaptırdığı «Sırçalımedrese»nin geometrik ve bitki motifli duvar çinileri.



Stilize edilmiş lâle ve gül motifleriyle bir takı, XVI. yy., İznik.



XVI. yy. Osmanlı çinilerinde çok tekrarlanan lâle, gül ve karanfil motiflerine bir örnek.



Yeşil Cami'nin 10 metre boyundaki mihrabı silmece çini kaplıdır. Orta kısmı beyaz, firuze, lâcivert renkli ve beş köşeli çini plakalardan oluşur. Osmanlı çinisinde ilk defa burada altın yaldız ve kabartma da kullanılmıştır. «Rumi» ve «Hatai» adı verilen motifli bordürler panoları birbirine bağlar.



Topkapı Sarayı, Valide Sultan taşlığı duvar çinileri. XVII. yy. yapısı bu çinilerde klasik Osmanlı motifleri bozulmağa yüz tutar.



Keykâvus II'nin veziri Karatay'ın yaptırdığı (1252), Karatay Medresesinden bir çini detayı.



Bursa'da bir semte adını veren ve kısaca «Yeşil» diye anılan ünlü «Yeşil Cami» adını, iç süslemelerinde tekrarlanan yeşil çinilerden almıştır; duvar çinilerinden bir örnek gördüğünüz Yeşil Cami'nin yapımı Çelebi Sultan Mehmet döneminde başlamış (1413) ve Murat IV zamanında (1424) bitmiştir.

 

 

 

 
 
  Bugün 71 ziyaretçi Türk burdaydı! .
 
 





Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol